Macide’nin babası İnsan Hakları kuruluşuna “Tek arzum Maciden’nin yokluğu ile parçalanan ailemin yeniden bir araya gelmesi ve yüzünde ki tebessümü ile içimizi ısıtan sıcaklığını aramızda yeniden hissetmektir.” diyor.

Ekrem Nemr Fıdda yetmişlerinde, işgal hapishanelerinde özgürlük mücadelesi veren yavrularını beklenen binlerce Filistinli babadan sadece biri. Fakat bu beklenen evlat kız olduğunda işler tamamen farklılaşıyor şüphesiz.

Şimdi Ekrem Nemr Fıdda’dan en fazla sevdiği evladı ve ilk göz ağrısı, kızı Macide’nin işgal güçleri tarafından nasıl göz altına alınıp tutuklandığını dinleyeceğiz.

ÇOCUKLUĞU VE EĞTİM SÜRECİ

Ekrem Nemr Fıdda kızı Macide’nin hayatını, çocukluğundan itibaren başlayıp 2 defa tutuklanana kadar olan süreci ayrıntılarıyla Esirler Ve İnsan Hakları Merkezi Ahrar’a anlattı: Macide 1960 yılında dünya ya geldi ve o bizim ilk çocuğumuzdu.Son derece merhamet ve şefkat dolu , muhafazakar bir ortamda büyüdü.Herkese iyilik yapmayı seven sosyal ve eğlenceli bir yapısı vardı. Küçükken etrafında ki herkes onu çok seviyor ve şımartıyorlardı. Bu mutlu tablo büyüyene kadar da böyle devam etti.

Macide ilk okulu Cemil Ebu Hayrat, ortaokulu Kermel ve liseyi de Aişeiyye okullarında okudu.Tüm bu eğitim sürecinde hep başarılı bir çocuktu. Ders ortalamaları onu sınıfın hep en iyileri arasına taşıyordu. Lise eğitimini 89 ortalama gibi iyi bir puanla bitirdikten sonra, üniversite eğitimi için Rusya’ya Moskova üniversitesine eczacılık okumaya gitti, orada okudu ve mastırını da yine yüksek bir dereceyle bitirerek ülkesine geri döndü.

Ekrem Nemr Fıdda, konuşmasına şöyle devam etti: ‘Macide Nablus’a döndükten sonra alanı ile ilgili çalışmaya başladı. Öncelikle 1984 yılında şehrin doğusunda 2 yıl süreyle bir eczanede, sonrasında ise bir çok farklı eczanelerde çalıştı. Doksanların başında ekonomik sebeplerden dolayı kendisine bir eczane açamayan Macide bir müddet serbest meslek alanında bir şeyler yaptı.

YÜKSEK STATÜ VE BÜYÜK TEVAZU

Macide’nin çalıştığı alanlarla ilgili babası şunları söyledi; Macide 1985 – 2001 yılları arasında Nablus’ta farklı eczanelerde çalışmasının yanında da 1992 -2000 yılları arasında Eczacılar Meclisi Üyeliği ve genel sekreterliği, 1992 yılında Kadınlar

Meclisi Birliği yönetim kurulu üyeliği, 1991 – 1992 yıları asasında Nablus fakültesinde öğretmenlik, 2002 – 2003 yılları arasında Tıp Bilimleri Kuruluşu genel müdürlüğü ve 2004 yılından bu yana da Medya Teknik Hizmet Birimi müdürlüğü yapmaktaydı.

Onun eczacılığa olan sevgi ve ilgisi gelişi güzel bir iş hassasiyetinden ileri gelmiyordu. Çünkü bunu bize mezun olduktan sonrada ispat etti. Macide, insanların yaşadığı sıkıntıları onlarla beraber yaşıyor dertlerine az da olsa deva olmaya çalışıyordu ve yeri geldiğinde ilaçları ihtiyaç sahiplerine bedava veriyordu. Filistin halkının yaşadığı acı ve kederi dinlerken çoğu zaman onlarla beraber gözyaşı döküyordu.

İLK GÖZALTI

Yaklaşık 3 yıl önce ( daha fazlada olabilir) Macide Birleşik Arap Emirliklerine gitmeye karar verdi. Kızlarımın üçü evlenip oraya yerleşmişlerdi. Kardeşlerini ziyaret ettikten sonra dönüş yolunda Kral Hüseyin köprüsünde İsrail istihbaratı tarafından soruşturma amaçlı gözaltına alındı. Soruşturma tam 18 gün sürmüştü ki Macide bu durumdan hiç etkilenmemiş gibiydi.

Macide’yi köprüde göz altına alınırken gören birin anlattığına göre Macide son derece kendinden emindi ve bu durum istihbaratın canını fena halde sıkmıştı. Çünkü onlar Macide’ye baskı yapıp 6 ay hapiste kalmasına sebep olacak bir suç isnat etmek için çok uğraşmış fakat başaramamışlardı.

Macide’yi tutukluluk süresinde ziyarete giden kız kardeşinin aktardıklarını babası şöyle anlattı; ‘Macide 27 gün boyunca tek kişilik hücrede tutuldu. Bunu yapmadaki amaçları da Macide’ye psikolojik baskı yapıp zorla bir suçu itirafa onu götürmekti. Ama o, yapılanların hiç birinden korkmadı ve her an Allah’ın yanında olduğunu hissetti. Macide’nin kararlılığına ve sebatına şahit olan işgalciler bu sefer sakin bir şekilde onunla konuşarak diplomatik yollarla hedeflerine ulaşmayı denedilerse de başaramadılar.’

Babasının anlattığına göre kızı, tutuklanmaya sebep olacak hiçbir siyasi eylemin içine olmamıştı. Fakat işgal devleti, Macide’nin fakirlere ve muhtaçlara uzatılan yardım elini hazmedemiyordu. Çünkü mesleği aynı zamanda insani bir eylemi de barındırıyordu. İşte sadece ve sadece haklına destek çıktığı için tutuklanmıştı Macide.

Ve babası şöyle devam etti; Macide’nin tutuklanması benim ve annesi üzerinde çok büyük bir etki meydana getirdi ve evimizde ki boşluğu hiçbir şey doldurmaz oldu. Onun serbest bırakılacağı günü iple çekiyoruz. Benim, annesinin ve beş kardeşinin gözü yollarda. Tutuklandığı günden beri gözyaşı döküyoruz. Bizi en fazla endişelendiren ise onun bir bayan olarak işgalcilerin elinde olması. Macide’nin tek suçu insanları sevmek ve onlara yardım etmekti.

İKİNCİ GÖZALTI

İlk tutukluluk sürecinden sonra ailesinin yanına dönmüş ve kaldığı yerden hayatına devam etmeye başlamıştı. Hapis hayatı onun insanlara olan sevgisinden ve merhametinden hiç bir şey eksiltmemişti. Halkın gülen yüzü olmaya devam ediyordu. Serbest bırakılmasının üzerinden bir yıl geçmişti ki tekrar tutuklandı.

Macide’nin babası ikinci tutuklanmayı şöyle anlatıyor; Siyonist işgalciler 06/08/2008 yılında evimize baskın yaptı ve Macide’yi tutuklayarak hayatımızı yeniden zindana çevirdi.Çünkü onsuz evimizin tadı yoktu.

Babasının anlattığına göre işgalciler Macide’yi tutuklamadan önce defalarca evlerine gelmiş ve onu sormuşlardı ama tevafuken Macide’yi evde bulamamışlardı. Bu son baskında Macide’yi yakalayıp soruşturma için merkeze götürmüşler ve aleyhine bir karar çıkararak tutuklamışlardı. İşte tüm bunlar peşinden bir çok tutuklamayı getiren kampanyanın parçasıydı. Olaylarda Macide gibi sadece insanlara yardım etmeyi ideal edinen bir çok kişi tutuklanmıştı.

İsrail mahkemesi Macide’nin gözaltı süresini 3 kez yeniledi. Bu olay Anayasa Mahkemesine taşınsa da dava, Macide’nin şehirde tehdit oluşturduğu gerekçesiyle reddedildi.

Macide’nin üyesi olduğu Belediye Meclisi, tutuklama ile ilgili şunları söyledi; ‘İşgalciler Macide’nin Filistin halkına yaptığı insani yardımlardan dolayı son derece rahatsızdı. Onlara göre bu affedilmeyen bir suçtu. Macide bu mevkiye, belediye seçimlerinde ki halkın oylarıyla geldi. İşgalcilerin Filistin halkının gülümsemesine bile tahammülleri olmadığı için Macide’ye bu cezayı reva gördüler’.

Ne hacı Ekrem Fıdda ne de eşi evlatlarına kavuşacakları günden haberdarlar. Bu hasretlik vuslatla mı sonuçlanacak yoksa sürgünle mi bilinmez.

Esirler ve İnsan Hakları Merkezi müdürü Fuad Hafeş olayla ilgili şunları söyledi; ‘Anayasa Mahkemesinin, halkın oyları ile seçilen Nablus Belediye Meclis üyesi Dr. Macide’nin tutuklama sürecine razı olması, sadece ve sadece Macide’nin psikolojisini yıpratmak ve onu halkından uzaklaştırmak için yapılan bir komplodur.’