» HAKYOLUNDA OLANLARIN SİTESİNE |Hoş Geldiniz MİSAFİR EDEPLE GELEN HURMETLE GİDER 1 16:58:1029.MRT.24
ANA SAYFA Anasayfan Yap Favorilerine Ekle E Posta Radyo Nebi Dinle Facebookta Paylaş
Ana Sayfa Sohbet Forum Dini Konular Dualar Cüz AL Kose Yazıları Resimler Videolar Sızden Gelenler Sitene Ekle Soru Sorun
[ MESAJ İLET() · YENİ EKLENENLER · UYELERİMİZ · FORUM KURALLARI · SİTEDE ARA · RSS ]

  • Page 1 of 1
  • 1
HAKKIN YOLUNDAYIZ » DİNİ SOHBETLER » İRFAN SOHBETLERI » IRFAN SOHBETLERI DIGERGAM

IRFAN SOHBETLERI DIGERGAM
mucahit Tarıh: ÇARŞAMBA, 05.MYS.10, 23:50:06 | Mesaj # 1
BUYUK PATRON
GRUP: ADMIN
MESAJ: 159
DERECE: 100
STATU: OFLINE
DİĞERGÂM DAVRANIŞ VE İSÂR
“Muhatabının gözüyle olayı görebilenler, diğrekâm davranış sergileyebilir.

İsâr mertebesi ise, yüksek seviyeli insanların işidir.”

Muhatabın yerine kendisini koyarak iletişim ve davranış içine girmeye empatik/özgeci/prososyal[1] veya diğergam davranış denilmektedir. Bu davranış tipi, “Seni memnun edecek şeylerin, âlemi de memnun edeceğini unutma!” sözü ile daha net anlaşılabilir. İslâm’ın getirdiği îsâr ise, kendisi muhtaç olduğu halde, din kardeşini kendisine tercih edebilmektir.[2] Nitekim şahsi eğilimleri feda edebilmek, gerçek dindarlığın özüdür.[3] Muhatap ile özdeşleşme mümkün olmazsa, o kimseyi anlama imkânsızlaşır.[4] Diğergam davranışın önemi ve etkinliği de buradan kaynaklanır. “Sizden hiç kimse, kendisi için istediğini, kardeşi için de istemedikçe gerçek anlamda iman etmiş olmaz”, düsturu, diğergam davranış anlayışının temellendirilmesinde önemli bir ölçüdür. Çünkü diğergam davranış biçimi, hem sahibi hem de muhatap için fevkalade rahatlatıcı bir zemin sağlar. Hayatta muvaffakiyet ve mutluluğun sırlarından birisi de kendini muhatabın yerine koyarak davranış sergileyebilmektir. Nitekim ahlakî davranışın uluslar arası boyutta kabul görmüş bir prensibi, ‘sana yapılmasını istemediğini sen de başkasına yapma’ yaklaşımıdır. Gerçek hayatta ve ticarette başarılı olanların çokları da bu meziyete sahip insanlardır.[5]

Muhataba sempati ile davranma, hoşgörü yaklaşımının neticesidir. Onun bir sonraki versiyonu empati-özgeci/diğergam davranıştır.[6] İsâr ise, kendisi muhtaç olduğu halde din kardeşini kendi nefsine tercih edebilmektir ki, bu Kur’ânî ideal davranış modelini yansıtması açısından dikkat çekicidir. “Kendileri zaruret içinde bulunsalar bile onları kendilerine tercih ederler. Kim nefsinin hasisliğinden[7] korunursa, işte onlar kurtuluşa erenlerdir.”[8] Allah’ın yardımıyla nefsinin cimriliğinden korunup, Hakk yolunda harcamama ve mal sevgisi gibi nefiste galip gelen duygulara muhalefet edenler kurtuluşa erenlerdir.[9] İsar, verme ahlâkının ve tokgözlülüğün en yükseğidir.[10]

Kardeşlik bilincindeki müslüman, kendisi için sevdiğini, din kardeşi için de sever. “Ey iman edenler! Mallarınız ve çocuklarınız sizi Allah'ı anmaktan alıkoymasın. Kim bunu yaparsa işte onlar ziyana uğrayanlardır.”[11] Mü’minler dünya malına aşırı tama’ etmezler. Çünkü “dünya hayatının bir oyun, bir eğlence, bir süs ve kendi aralarında övünme, mal ve evlat çoğaltma yarışından ibaret”[12] olduğunu bilirler. “Mal mülk, çoluk çocuk... bütün bunlar dünya hayatının süsleridir. Ama baki kalacak yararlı işler ise Rabbinin katında, hem mükâfat yönünden, hem de ümit bağlamak bakımından daha hayırlıdır”[13] ayeti müminlerin bu husustaki ölçülerini netleştirmektedir.

İhtiyaç sahiplerinin onurunu rencide etmeden yapılacak yardımlar, ibadet olmanın yanında, ekonomik dengeyi ve toplumsal barışı sağlama noktasında da ciddi katkılar sağlar. “Rablerinin rızasını kazanmak arzusuyla sabrederler ve namazı dosdoğru kılarlar ve kendilerine verdiğimiz rızıklardan gizli ve açıkça Allah yolunda harcarlar ve çirkinlikleri güzelliklerle yok ederler. İşte bunlar, bu hayatın akibeti kendilerinin olacak olanlardır.”[14] Başkalarına biraz bir şey bırakmayan, kendisi de az şey yaşar.[15] Bencillikten korunup, mutluluk vererek mutlu olmamızı dilerim…

DİĞERGÂMLIK (İsâr)

Kendisinin ihtiyacı olduğu halde başkasını kendi nefsine tercih etme duygusu,

Cömertliğin bir üst derecesi ve hatta ondan da daha büyük bir fazilet ve davranış. Diğergamlık yani İsâr; bir kimsenin, kendisinin muhtaç olduğu birşeyi başka bir muhtaca vermesi, onu kendine tercih etmesi, başkasını kendinden daha çok düşünmesi demektir. Bu büyük fazilete ulaşanları Cenâb-ı Allah Kur'ân-ı Kerim'de överek, şöyle buyurmuştur:

"Muhâcirlerden önce, Medine'yi yurt ve iman evi edinenler, kendilerine hicret edip gelenlere saygı beslerler. Onlara verilen şeylerden dolayı nefislerinde bir kaygı duymazlar. Kendileri ihtiyaç içinde olsalar bile, başkalarını kendi öz canlarına tercih ederler. " (el-Haşr, 59/9).

Ebu Hüreyre'den gelen bir rivâyete göre: "Bir gün Hz. Peygamber'in huzuruna bir adam geldi ve açlıktan takatinin kesildiğini söyledi. Rasûlullah, hanımlarına bu adama bir şeyler vermeleri için haber gönderdi. Hanımları evlerinde sudan başka bir yiyecek bulunmadığını söyleyince Rasûl-i Ekrem:

"-Bu gece bu adamı kim misafir edecek?" dedi. Bunun üzerine Ensâr'dan biri: (Ebu Talha olduğu rivâyet edilmektedir)

-Ya Rasûlallah, ben misafir ederim, dedi. Onu evine götürdü. Evde hanımına yiyecek birşey bulunup bulunmadığını sordu. Karısı da yalnız çocukların yiyeceği kadar birşey bulunduğunu söyledi. O da:

"-Öyleyse onları bir şeyle avut, sofraya gelmek isterlerse uyut. Misafirimiz eve gelince lambayı söndür, ona kendimizi de yiyormuş gibi gösterelim," dedi. Sofraya oturdular. Misafir karnını doyurdu. Kendileri karanlıkta yiyormuş gibi davrandılar ve aç yattılar. Sabah olunca ev sahibi Peygamberimiz (s.a.s.)'in yanına gitti. Rasûlullah ona:

"Bu gece misafirinize karşı yaptığınız davranıştan Allah razı oldu. " buyurdu. Allahu Teâlâ da onlar hakkında yukarıdaki âyet-i kerimeyi indirdi. (Riyâzü's-Salihîn, I, 586-587)

Yermuk savaşında meydana gelen bir olay isar'ın (Diğergamlığın) en güzel bir örneğidir.

Hz. Huzeyfe şöyle anlatıyor: "Yermuk harbinde, yaralılar arasında kalan amcamın oğlunu aramak üzere savaş alanında geziyordum. Yanımda biraz su vardı. Hava da çok sıcaktı. Amcamın oğlunu buldum. Su isteyip istemediğini sordum. Başıyla isterim, dedi. Tam suyu içireceğim sırada öteden birisi, "Ah su", diye inledi. Amcazâdem gitmemi ve suyu ona içirmemi işaret etti. Gittim, baktım ki Âsım'ın oğlu Hişâm. Tam ona su vereceğim sırada başka birisi "Su!" diye inledi. Hişam da suyu içmedi ve beni ona gönderdi. Arayıp buldum, fakat kendisine suyu ulaştırıncaya kadar o şehit olmuştu. Hemen Hişâm'ın yanına koştum, o da şehit olmuştu. Bari suyu amcamın oğluna içireyim diye onun yanına gittim, fakat o da şehit olmuştu. Nihayet su elimde kaldı. Allah hepsine rahmet etsin."

Dertli olmak ve dermanı dert içinde aramak ne büyük devlet! Bence derdine çare arayanlar dertli olanlardan daha nasibsizdirler.

Kendi derdiyle dertlendiği kadar başkasının derdiyle de dertlenemiyenler, hakiki ruh inceliğinden mahrum insanlardır. Onlar, dertli olmanın tadını tadamamış; lezzetten ve tendeki zevkten vazgeçememiş; aydınlığı karanlık içre görüp gölgelelerini yere düşmekten kurtaramamış kem talihlilerdir..

Diğergamlık, karşılık beklemeyen ve kendi varlığıyla iktifa edebilen ulvi bir duygudur. Onda zaaftan eser yoktur.

Diğergamlık, aklın durup hayâlin donduğu yerde baslar. Zira o, gayr için kendini bitirip tüketmeyi iktiza eder. Halbuki ne aklın ne de hayâlin bası bu zirveye değer..

Diğergam, kendini asan; fedakarlıklarını unutan ve ummanlara sığmayan ızdırabını bir damla gözyaşına sığdırabilen ve onu da yerinde dökebilmek için ayrı bir ızdırap çeken insandır.

Onun tek meselesi vardır: Ruhu cesed hâline gelmiş insanların elinden tutup onları his ve duygularıyla ruh hâline getirebilmek!.

Şahsî bazlarına karsı daima bigane kalmıştır. Fakat gayrın derdiyle dertlenmediği bir ânı yoktur. Zaten en mesud ve bahtiyar olduğu anlar bu anlardır. Ona bu mesud ve bahtiyar ânı başka hiç bir mazhariyet bahsedemez.

Birisinden kötülük görse üzülmez; belki kendine kötülük eden o adama acır. Birisi ona diken batırsa; o gül yaprağıyla dahi onun gönlüne dokunmaz..

Aç mı kaldı? Elindeki tek lokmayı kendisinden daha aç olana yedirir. Bu ona daha çok lezzet verir. Susuz mu kaldı? Tasını kendi dudaklarından daha kuru olana uzatır ve suyu ona içirir. Kendine can gelen o kuru dudaklardaki tebessüm bir zulâl olur ve onun dudaklarını serinletir.

Onu öldürmeye gelenler onda hayat bulur. Onu tarassud edip gözetenler yollarını kaybetseler o, onlara yol gösterir. Tek cümleyle o, doğuştan havaridir.

Siz biliyor musunuz bilmem; fakat ben böyle bir diğergam biliyorum. Ve simdi ona sesleniyorum: Çehreler karanlık, suratlar dessas, Beklenen aydınlık durum pek hassas. Ey sahib-i Zaman çevir yüzün artık, Seni bekliyor zira bütün insanlık

İLİM İLİM BİLMEKTİR, İLİM KENDİN BİLMEKTİR, KENDİN BİLMEZİSEN BU NİCE OKUMAKTIR...
--------------------------------------------------------------------------------

[1] Nuri Bilgin, Sosyal Psikolojiye Giriş, İzmir Kitaplığı, İzmir, 1995, s. 271. Prososyal; pro: için, önce anlamına gelen İngilizce bir ön ektir. Burada toplum için ve toplum menfaatine saygı duyma, anlamı düşünülerek bir isimlendirme yapılmış gibi görünmektedir.

[2] İnananların bu özellikleri Haşr Sûresi (59): 9. ayette, “Kendileri zaruret içinde bulunsalar bile onları kendilerine tercih ederler” şeklinde beyan edilmiştir.

[3] Gölcük, Din ve Toplum, s. 124.

[4] Adler, İnsanı Tanıma Sanatı, s. 168.

[5] George Casper Homans, Social Behavior Its Elementary Forms, Harcourt Brace Jovanovich, Inc. New York, 1974, s. 47.

[6] Özge: başka, “Güzel sever, diye, isnat ederler / Benim Hakk’tan özge, sevdiğim mi var?” Karacaoğlan. Özgeci: Kişisel yarar gözetmeksizin başkasına yararlı olmaya çalışan (kimse) diğergam.

[7] Şuhh: Nefsin, hasislik, cimrilik ve pintilik denilen hırs ve kıskançlık huyudur ki, bahillik bunun fiiliyattaki tezahürüdür. (Elmalılı, Hak Dini Kur’an Dili, c. 7, s. 4845. )

[8] Kur’ân, Haşr (59): 9.

[9] İsmail Hakkı Bursevî, Ruhu’l-Beyân, Furkan Yayınları, İstanbul, 1417, c. 9, s. 435.

[10] Elmalılı, Hak Dini Kur’an Dili, c. 7, s. 4843.

[11] Kur’ân, Münâfikûn (63): 9.

[12] Kur’ân, Hadîd (57): 20.

[13] Kur’ân, Kehf (18): 46.

[14] Kur’ân, Ra’d (13): 22.

[15] Morris, Gerçek Başarı, s. 214.

 
HAKKIN YOLUNDAYIZ » DİNİ SOHBETLER » İRFAN SOHBETLERI » IRFAN SOHBETLERI DIGERGAM
  • Page 1 of 1
  • 1
Search:

 

Tasarım Mucahit CANAN HAKYOLUNDA YÖNETİMİ