» HAKYOLUNDA OLANLARIN SİTESİNE |Hoş Geldiniz MİSAFİR EDEPLE GELEN HURMETLE GİDER 1 19:55:5130.ARL.24
ANA SAYFA Anasayfan Yap Favorilerine Ekle E Posta Radyo Nebi Dinle Facebookta Paylaş
Ana Sayfa Sohbet Forum Dini Konular Dualar Cüz AL Kose Yazıları Resimler Videolar Sızden Gelenler Sitene Ekle Soru Sorun
[ MESAJ İLET() · YENİ EKLENENLER · UYELERİMİZ · FORUM KURALLARI · SİTEDE ARA · RSS ]

  • Page 1 of 1
  • 1

MUNAFIGIN KAREKTERI
mucahit Tarıh: SALI, 11.MYS.10, 19:57:00 | Mesaj # 1
BUYUK PATRON
GRUP: ADMIN
MESAJ: 159
DERECE: 100
STATU: OFLINE
Münafık kelimesi, karışıklık, bozgunculuk çıkaran anlamına gelir. Münafıklar, mümin
olmadıkları halde mümin taklidi yaparak, onların içinde barınmaya çalışan, menfaatçi yapıya
sahip, ikiyüzlü insanlardır. Münafıklar çeşit çeşittir. Kimi sadece maddi menfaat için müminlerin
içindedir, kimi müminlere hırsından dolayı onlara zarar vermek için aralarına girer, kimi de iman
eder ancak daha sonra niyetlerini bozar ve inkara saparlar. Ancak hepsinin ortak bir özelliği
vardır, o da müminlere düşman olmaları ve bu yönde çaba sarf etmeleridir.
Allah’a and içiyorlar ki (o inkar sözünü) söylemediler. Oysa andolsun, onlar inkar sözünü
söylemişlerdir ve İslamlıklarından sonra inkara sapmışlardır ve erişemedikleri birşeye
yeltenmişlerdir… (Tevbe Suresi -74)
Münafıklar, müminlerin arasında yaşadıkları sürece, onlar gibi davranarak, kendilerini gizlemeye
çalışırlar. Müminlerin başına bir sıkıntı ve zorluk geldiğinde ya da menfaatleri çatıştığında ise
gerçek yüzleri ortaya çıkar. İman edenlerin yanından ayrılırken veya ayrıldıktan sonra onlara
zarar vermeye ve müminlerin arasındaki birliği bozmaya çalışırlar.
Münafıklar, karakter olarak şeytanla birebir aynı özellikleri taşırlar. Şeytan gibi, Allah’ın
varlığını bilir ve kabul ederler. Ancak Allah’tan korkmak yerine, Allah’ın kalplerinde gizledikleri
hainliği açığa çıkaracak bir sureyi indirmesinden korkarlar.
Münafıklar, kalblerinde olanı kendilerine haber verecek bir sûrenin aleyhlerinde
indirilmesinden çekiniyorlar. De ki: “Alay edin. Şüphesiz, Allah kaçınmakta olduklarınızı
açığa çıkarandır.” (Tevbe Suresi -64)
Allah’a ve elçisine inandıklarını söyler, ancak itaat etmezler. Bunu yaparken de kendilerinin
doğru olduğunu zannederek tevil yoluna giderler. Ama atladıkları bir konu vardır ki “Sözü açığa
vursan da, (gizlesen de birdir). Çünkü şüphesiz O, gizliyi de, gizlinin gizlisini de
bilmektedir. (Taha Suresi – 7)”
Münafıklar sana geldikleri zaman: “Biz gerçekten şehadet ederiz ki, sen kesin olarak
Allah’ın elçisisin” dediler… (Münafikun Suresi – 1)
… Onlara: “Gelin, Allah’ın yolunda savaşın ya da savunma yapın” denildiğinde, “Biz
savaşmayı bilseydik elbette sizi izlerdik” dediler. O gün onlar, imandan çok küfre daha
yakındılar. Kalplerinde olmayanı ağızlarıyla söylüyorlardı. Allah, onların gizli tuttuklarını
daha iyi bilir. (Al-i İmran Suresi – 167)
İkiyüzlü oldukları için, elçi ve Kuran’a davet edildiklerinde var güçleriyle kaçarlar.
Onlara: “Allah’ın indirdiğine ve elçiye gelin” denildiğinde, o münafıkların senden
kaçabildiklerince kaçtıklarını görürsün. (Nisa Suresi – 61)
Kalplerinde hastalık bulunan münafıklar, müminlerin içinde yaşadıkları sürece kendilerini çeşitli
şekillerde gizlemeye çalışırlar. Ancak Allah Kuran’da, müminlerin münafıkları tanımaları ve
tedbirli olmaları için, onların bütün özelliklerini ortaya çıkarmıştır. Bu da Rabbimizin
münafıklara kurduğu mükemmel bir tuzaktır. Örneğin müminler namazı, Allah ile buluşma vakti

olarak değerlendirdikleri için bu randevuya sevinç içinde kalkarlar. Oysa münafıklar, bütün
ibadetlerde olduğu gibi, namazı da Allah rızasını gözetmeden, yalnızca gösteriş olsun diye
yaptıkları için isteksiz ve zoraki kalkarlar. Allah’ın anıldığı ortamlardan sıkılır ve Allah’ı çok az
anarlar.
Gerçek şu ki, münafıklar (sözde), Allah’ı aldatmaktadırlar. Oysa O, onları aldatandır.
Namaza kalktıkları zaman, isteksizce kalkarlar. İnsanlara gösteriş yaparlar ve Allah’ı
ancak çok az anarlar. (Nisa Suresi -142)
Zorluk anlarında tevekkül göstermezler. Müminleri de tevekkülsüzlüğe sürüklemek ve
aralarındaki birliği bozmak isterler.
İşte orada, iman edenler, sınanmış ve şiddetli bir sarsıntıyla sarsıntıya uğratılmışlardı.
Hani, münafık olanlar ve kalplerinde hastalık bulunanlar: ‘Allah ve Resulü, bize boş bir
aldanıştan başka bir şey vadetmedi’ diyorlardı. (Ahzab Suresi – 11,12)
Oysa müminler, zorluk anlarında münafıkların gösterdiği zaafın aksine, daha güçlü ve tevekküllü
olurlar.
Müminler (düşman) birliklerini gördükleri zaman ise (korkuya kapılmadan) dediler ki:
‘Bu, Allah’ın ve Resûlü’nün bize vadettiği şeydir; Allah ve Resûlü doğru söylemiştir.’ Ve
(bu,) yalnızca onların imanlarını ve teslimiyetlerini arttırdı. (Ahzap Suresi -22)
Münafıkların en önemli özelliklerinden biri, fitneci bir karaktere sahip olmalarıdır. Bu yönleriyle
müminlere sürekli rahatsızlık vermek ve müminlerin arasındaki tesanütü bozmak isterler.
Kendilerine: ‘Yeryüzünde fesat çıkarmayın’ denildiğinde: ‘Biz sadece ıslah edicileriz’
derler. Bilin ki; gerçekten, asıl fesatçılar bunlardır, ama şuurunda değillerdir. (Bakara
Suresi -11,12)
Kuran’da fitneci karaktere örnek olarak gösterilen, Hz. Musa’nın kavmindeki münafıkların başı
olan Samiri, Hz. Musa’nın yokluğundan istifade ederek, kavmin içine fitne sokmuş ve birçok
inananın sapmasına neden olmuştur.
Dedi ki: “Biz senden sonra kavmini deneme (fitne)den geçirdik, Samiri onları şaşırtıp-
saptırdı.” (Taha Suresi – 85)
Münafıkların Kuran’da bildirilen diğer özellikleri ise, inkarcılara sevgi duymaları, güç ve onuru
onların yanında aramalarıdır. Oysa Allah pek çok ayetinde müminleri, inkarcıları dost
edinmekten men etmiştir. Oysa münafıklar müminleri bırakıp, kendileri ile aynı özelliklere sahip,
Allah’a inanmayan, ahireti unutan ve çevrelerinde bulunan herkesin de böyle olması için çaba
sarf eden inkarcıları dost edinirler.
“Onlar müminleri bırakıp kafirleri dost edinirler…” (Nisa Suresi -139)
Doğal olarak insan, her zaman güçlü olanın yanında olmak ister. Allah tek güç sahibidir. Şeytan
ve yandaşları ise zayıf ve güçsüzdür. Hepsi Allah’ın kontrolündedir. Güçlünün yanında olmak

isteyen müminlerin tercihi imandır. Tek güç sahibi olan Allah’ın katında, aradıkları gücü ve
onuru bulurlar. Ancak akıldan yoksun şeytan ve yandaşı olan münafıklar, sayıca daha kalabalık
oldukları için, inkârcıların yakınında olmayı bir güç ve onur göstergesi zannederler. Allah’ın
yarattığı insanlarda bu gücü arayarak, yine Rabbimizin kendilerine kurduğu tuzağın içine
düşerler. Zira “Allah, kâfirlere mü’minlerin aleyhinde kesinlikle yol vermez” (Nisa Suresi -
141) ve Allah, müminleri her zaman destekler ve galip kılar.
“… izzet (güç, onur ve üstünlük) Allah’ın, O’nun Resulü’nün ve mü’minlerindir. Ancak
münafıklar bilmiyorlar” (Münafikun Suresi –
Münafıkların en önemli özelliklerinden biri de sözlerinde durmamaları, yalancı olmaları ve biri
diğerini tutmayan sözleridir.
… Kalplerinde olmayanı ağızlarıyla söylüyorlardı… (Al-i İmran Suresi -167)
… Allah onların şüphesiz yalancı olduklarına şahidlik etmektedir. (Tevbe Suresi -107)
Müminler, iyiliği emredip kötülükten sakındırır ve ihtiyaçtan arta kalan mallarını Allah yolunda
harcarlar. Münafıklar ise kötülüğü emredip iyilikten sakındırmak için çaba sarf ederler ve ellerini
sımsıkı tutup isteksizce, sadece gösteriş olsun diye harcarlar.
Münafık erkekler ve münafık kadınlar, bazısı bazısındandır; kötülüğü emrederler, iyilikten
alıkoyarlar, ellerini sımsıkı tutarlar… (Tevbe Suresi – 67)
Ve onlar, mallarını insanlara gösteriş olsun diye infak ederler, Allah’a ve ahiret gününe de
inanmazlar… (Nisa Suresi -38)
Münafıklar hem fiziksel, hem de manevi yönden pistirler. “Gerçekten münafıklar, ateşin en
alçak tabakasındadırlar…” (Nisa Suresi -145) ayetinde Rabbimizin haber verdiği gibi bu
dünyada da cehennemin en dibinden tanıdıkları pis ve iğrenç ortamlarda yaşarlar ve kendileri de
layığıyla temizlenmezler. Kalplerindeki pislik görüntülerine de yansır.
Kalblerinde hastalık olanların ise, iğrençliklerine iğrençlik (murdarlık) ekleyip-arttırmış ve
onlar kâfir kimseler olarak ölmüşlerdir. (Tevbe Suresi -125)
Şu ana kadar yaşayan bütün münafıklar, Kuran’da anlatılan münafıklarla aynı özellikleri
göstermiştir. Allah’ın sünnetinde kesin olarak bir değişiklik bulamazsın. (Ahzab Suresi -62)
ayeti gereği, bundan sonra yaşayacak münafıklar da aynı özellikleri göstereceklerdir.

 
  • Page 1 of 1
  • 1
Search:

 

Tasarım Mucahit CANAN HAKYOLUNDA YÖNETİMİ