Referandum ve genel seçim arifesinde, Deniz Baykal’ı harcadılar. Bir sene beklesek olmaz mı demediler.. CHP’nin içi cadı kazanı.. Herkesin birbirinden farklı hesabı var, şu veya bu hesabı olanlar, bunu çeşitli şekillerde ortaya koydular. Baykal’dan intikam alma hesabı yapanlar da var. Onlar, CHP’nin parçalanacağı, bölüneceği veya zayıflayacağı hesabını bile kinlerine kurban eder hale geldiler. CHP’de kargaşa ve zafiyet meydan getireceğini göremiyorlar bile..

Kimse CHP’de ne olduğunu anlayamıyor..

CHP ve Türk siyasetini tanzim etmek isteyen karanlık güçler, her şeyi iyi planlamış: Daha önceleri dedikodusu yapılan bir konunun görüntülerinin medyaya servis edilmesi. Baykal’ın hazin, zelil ve acı çekerek geri çekilmesi. Örgütün talebi ile geri dönme arzusunda olan Baykal’ın medya marifetiyle delege ve vekiller üzerinde baskı kurularak engellenmesi.. Medyanın Kılçdaroğlu’nun imajını cilalayarak parlatması. “Baykal’da bunu istiyor” diye, il başkanları ve milletvekillerinin yalan haberlerle kandırılması. Kemal Kılıçdaroğlu’nun (nam-ı diğer Gandi Kemal) aynı anda üç televizyon kanalında konuk edilmesi. Baykal’ın örgüt dahil her şeyi emanet ettiği Önder Sav’ın “Brütüs” haline dönüştürülmesi. Bir günde Önder Sav’ın Kılıçdaroğlu’nun en ateşli destekleyicisi haline getirilmesi..

Bunlar sıradan, tesadüfi olaylar değildir. Türkiye’de siyaseti yeniden dizayn etme projesinin bir parçası olarak görmek lazım, CHP’de olup biteni, Baykal’ı öldürenlerin “Yaşasın Kılıçdaroğlu!” diye tezahürat yapmasını. Önder Sav gibi 40 yıllık sırdaşın Baykal’ı sırtından vuruşu, CHP’nin iki yüzlülüğünün resmi olarak tarihe geçti..

Karanlık güçler, yanlış hesap yaptılar. Güçlendirelim derken CHP’yi iyice yaralı hale getirdiler: Baykal’a bir komployla jübile yaptırınca CHP yaralanıyor zaten. Düşene vurulur havasına giren yönetimindeki Baykal kadrosu, lidere ihanet suçuyla CHP’yi bir kez daha yaraladılar. Kemal Kılıçdaroğlu’nu CHP’nin başına koymak için Ali Cengiz oyunu çekildiğinin anlaşılması da CHP’yi üçüncü kez yaraladı; “Baykal’a rağmen sonuç” alınması eşyanın tabiatına aykırı olduğundan “Baykal da bunu istiyor” diye, il başkanları ve milletvekillerine balon haber uçuruldu.. CHP üç ağır darbe aldı. Aslında ölen Deniz Baykal değil, CHP’dir. CHP ölmüş, ağlayanı yok.

Herkes biliyor ki Kılıçdaroğlu, CHP’de iyi bir ikinci adam olur, ama lider olmaz.. Kılıçdaroğlu’nun CHP’nin başına gelmesi siyasi dengeleri değiştirmez. Seçmenin CHP’den değişim talebi var. Önder Sav ikinci adam olursa Kılıçdaroğlu neyi değiştirecek? Deniz Baykal, bahçesine gecekondu diktirir mi? Kılıçdaroğlu’nu CHP’ye Genel Başkanlığa yerleştirmeye çalışanlar şu masalı anlatıyorlar: “Kılıçdaroğlu kadrosunu iyi seçerse, CHP köprüyü geçebilir..” Ya kadroyu kötü seçerse.. Ya Baykal yeni yönetimle uğraşırsa.. Bu kötü gelişmeleri akıllarına bile getirmek istemiyorlar.

Bakar mısınız şu başlığa: “O artık halkın Gandisi, o artık halkın lideri...” Mahatma Gandi, İngiliz sömürgesi olan Hindistan’da, halkı adına pasif direnişle özgürlük mücadelesi veriyordu. “Gandi Kemal” herhangi bir sömürge yönetimine veya Baykal’a karşı öyle köy köy, kapı kapı dolaşıp bir mücadele vermedi. Tam tersine, CHP’ye Genel Başkanlık için aday bile olmayacağını ilan etti. Fakat ne olduysa oldu, herhalde oyun planı sonucu, 24 saat içinde fikrini değiştirdi.

Olayların nereye varacağı iyi hesaplanmazsa, hüsran kaçınılmaz olur. Medyanın bir bölümü, kahramanı çok fena uçuruyor: “Kılıçdaroğlu CHP’ye yüzde 40 oy ve iktidar vaat ediyor..” Eh, zaten peşinen yapılmış olan anketlere göre de, yeni kahramanımızın ismi dahi yetmiş, daha şimdiden CHP’nin oyu yüzde 32’lere çıkmış bile.. Yüzde kırka varmaya ne kaldı ki! Kılıçdaroğlu CHP oylarını muhafaza etsin, yeter. Kılıçdaroğlu, Baykal’ı yıkan komplodan istifade etmiş olmanın yükünü taşıyacaktır.

Eşeğin kuyruğunu kalabalıkta kesti CHP. Ceremesine de katlanacak.

Medya ile genel başkan olan Çiller’den sonra, Kemal Kılıçdaroğlu ikinci örnek olarak karşımızda.

Bakalım Kemal Kılıçdaroğlu kimin dublörü? Göreceğiz birlikte..